Boşanma ve Nafaka

nafaka

 

BOŞANMA

Boşanma ; yasal olarak evlenen çiftlerin , yine yasal olarak evliliklerinin sona ermesi olarak tanımlanabilir.Evliliğin sona ermesi ,beraberinde bir takım sonuçların da ortaya çıkmasına neden olmaktadır.Bu sonuçlardan en önemlilerinden bir bölümünü de nafaka hususu oluşturmaktadır.Bu sebeple aşağıda kısaca hukukumuzda geçerli olan nafaka ve çeşitleri açıklanmıştır.

 

NAFAKA VE TÜRLERİ

Nafaka kelime anlamıyla , geçinmek için gerekli olan şeylerin bütününü ifade etmektedir.Hukuk sisteminde nafaka, bir kimsenin geçimini temin etmek için yapılan maddi yardımdır.

Hukuk sistemimizde dört ayrı nafaka çeşidi bulunmakla beraber bunlar Tedbir Nafakası , Yoksulluk Nafakası , İştirak Nafakası ve Yardım Nafakasıdır.

 

TEDBİR NAFAKASI NEDİR?

Türk Medeni Kanunu 169. maddesi ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre ;
“ Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. 

Tedbir nafakası , boşanmadan önce ya da boşanma davası sırasında ihtiyaç sahibi eş ve reşit olmayan çocuklar yararına hükmedilen nafakadır.Anlaşılacağı üzere, tedbir nafakası eş için talep edilebileceği gibi reşit olmayan müşterek çocuklar için de talep edilebilmektedir.

Medenin Kanunun ilgili maddesi incelendiğinde , hakimim res’en geçici önlemleri alacağı hükmüne yer verildiğini görmekteyiz.Yani hakim, herhangi bir talep olmasa dahi ,kendiliğinden tedbir nafakasına hükmetmekle ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

Tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, eşlerin “ekonomik güçleri” ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiği gözetilmelidir.

YOKSULLUK NAFAKASI NEDİR?

Türk Medeni Kanunu 175. maddesi ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre;
“ Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 

Yoksulluk nafakası, boşanma ile yoksulluğa düşecek eşin talebi ile verilen ve boşanma kararının kesinleşmesi ile işlemeye başlayan nafakadır.Medeni Kanunun ilgili maddesine göre ,boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla diğer tarafın ödeme gücü oranında herhangi bir süre ile sınırlı olmaksızın yoksulluk nafakası isteyebilecektir.Nafaka yükümlüsünün kusurlu olmaması nafaka verilmesi açısından önem taşımaz.Ancak kusuru daha ağır olan eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi söz konusu değildir.

Türk Medeni Kanunu 176. maddesinde “Hâkim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” hüküm altına almıştır. Buna göre , yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesi kararı hâkimin takdirindedir.

Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Bununla birlikte; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.

İŞTİRAK NAFAKASI NEDİR?

Türk Medeni Kanunu 182 maddesi 2. ve 3. fıkraları ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre ;
“Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
Hâkim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

İştirak nafakası , boşanma ile birlikte velayet hakkı verilmeyen tarafın, çocukların bakım ve eğitim giderlerine katılması amacıyla çocuklar lehine hükmedilen nafakadır. İştirak nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile başlar, lehine nafaka bağlanan çocuğun ergin olması ile sona erer.İştirak nafakası için talep zorunlu olmayıp, hâkim tarafından res’en de karar verilebilir.

Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf,ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan ,iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.

YARDIM NAFAKASI NEDİR?

Türk Medeni Kanunu 364. maddesi ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre;

Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.

Yardım nafakası , aile fertlerinin birbirlerine yardım etmeleri üzerine düzenlenmiş hukuki bir düzenlemedir.Diğer bir ifade ile, yardım nafakası , bir kimsenin yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu, altsoyu ve kardeşlerine ödemekle yükümlü olduğu nafakadır.Yardım nafakasına hükmedilmesi için talep zorunluluğu mecburidir.

Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle, kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.

Yardım nafakasına karar verilebilmesi için; nafaka isteyenin, yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı, yalnızca, söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması veya bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir.
Örneğin okumakta olan kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır.